Yrd. Doç. Dr. Birol Ertan

Siyasal yaşamda danışmanlık; bilginin ve becerinin, uzmanlığın, deneyimin ve ileri görüşlülüğün gerekli olduğu her alanda kullanılmaktadır.

Siyasetin bir bilim mi, yoksa bir sanat mı olduğuna ilişkin eski bir tartışmayı hatırlamakta yarar var. Bazıları, siyasetin bir bilimden çok sanat olduğu, siyasette bilimsel doğrulardan çok sanatsal yeteneklerin gerekli olduğunu savunurlar.

Siyasette sanatsal yeteneklerin önemli olduğu yadsınamaz. Bu yetenekler arasında konuşma yeteneği, rol yapma becerisi, insanları etkileyebilme ve ikna edebilme ustalığı çok önemli yer tutar.

Ne var ki, siyasetin bir bilim dalı olduğunda da kuşku yoktur. Bu nedenledir ki, siyaset bilimi ismi verilen bir sosyal bilim dalı ortaya çıkmıştır.

Siyasetin özel yetenekler, beceriler ve sanatsal maharetler gerektirmesi, onun bilim dalı olmasını engellemez. Bu nedenle, siyaset, hem bir bilim dalı, hem de bir sanattır.

Siyasette başarılı olmak için yeteneğin, becerinin, uzmanlığın ve bilimin önemli olması, siyasette Danışmanlık kurumunun ortaya çıkmasına neden olmuştur. Aynı biçimde, kamu kurumlarında da bu gereksinimler nedeniyle danışmanlık (müşavirlik) görevleri bulunmaktadır. Ne var ki, danışmanlık görevinin özellikle kamuda layığıyla kullanılamadığını gözlemlemekteyiz.

Siyasette danışmanlar, liderlere yol gösteren, yardımcı olan, bilimsel uzmanlık hizmeti veren ve gerekli durumlarda uyaran kişilerdir. Ancak danışman, nihai kararların lider tarafından verileceğini bilmeli ve önerileri uygulanmayınca lidere itaat etmeyen bir kişi görünümü vermemelidir. Danışmanın görevi, her koşulda lidere doğru yolu göstermeye çalışan, ancak hiçbir koşulda lideri kötü duruma düşürmemeye çaba gösteren kişiler olmalıdır.

Bu açıdan danışmanlık, gerekli ve kritik bir görevdir.

Siyasette danışmanlık ile dalkavukluğu karıştırmamak gerekir.

Siyasette dalkavuklar, liderin etrafında önemsiz işler yapan, sürekli lidere yalakalık eden, liderin her konudaki düşüncelerini sorgulamadan destekleyen, lideri en kritik konularda uyarmayan, uzmanlık yeteneği bulunmayan, lidere hizmet vermek isteyen gerçek danışmanları lider çevresinden uzaklaştıran, dedikodu yapan, dedikoduları ile liderliğin zarara uğramasına neden olan, parti içi sorunları genel ülke sorunlarının önüne koyan tehlikeli kişilerdir.

Siyaset yaşamının her alanında danışmanlar ile dalkavuklar arasında gerçek bir mücadele vardır. Çoğu zaman liderler, dalkavukları danışmanlara tercih ederler. Danışmanların eleştirileri, yol gösterme çabaları birçok lideri rahatsız eder. Bu nedenle, liderler çevresinde daha çok dalkavuklar görmek mümkündür.

Gerçek bir danışman, liderin kararlarını sorgulamaktan ve lideri eleştirmekten asla çekinmez. Ancak bunu, her koşulda liderin yüzüne karşı ve yalnız olduğu ortamlarda yapar. Liderinin yıpranması, partinin ya da kurumun birlik ve bütünlüğü için bu zorunludur. Ama dalkavuk, hayatını ve varlık nedenini liderine bağlamıştır. Ne var ki, liderin koltuğu sallanmaya başlayınca, bütün dalkavuklar kaçacak delik ararlar. Gemiyi ilk terk edenler de büyük ölçüde dalkavuklardır. Dalkavuklar, yeni bir lider bulduklarında eski liderlerinin en büyük düşmanları haline geleceklerdir.

Danışmanlar ise zor zamanda liderlerin yanında yer almaktan asla vazgeçmezler. Genellikle muhalefette iken liderlerle çalışmaya başlarlar, ancak iktidar olunduğunda lider ile sıkıntılar yaşanabilir. Bu sıkıntılarını asla başkalarının önünde gündeme getirmezler. Çünkü iktidar, liderlerin dalkavuklarca sarıldığı mekanlardan birisidir. Dalkavuk pazarında en yeteneklileri lider yakınındaki yerlerini alırlar ve liderlere pembe gelecek tabloları çizerek onların kuyularını kazmaya devam ederler.

Siyasi liderlere tavsiyem, dalkavuklardan uzak durmadan, ancak onlara güvenmeden ve fazla zaman harcamadan gerçek danışmanlar ile rotalarını çizmeleridir. Unutmayalım ki, deneyimler, yapılan yanlışların toplamıdır.