Hakan M. Kiriş

Türkiye’de kentsel dönüşüm, kentsel yenileme çalışmaları bugünlerde belediyelerin popüler icraatlarından biri olarak ön plana çıkmış durumda. Pek çok belediye yeni yaşam alanları, yeni merkezler ile kent meydanları yaratma ya da var olanları yenileme faaliyetlerine girişmiş durumda. Bunlardan biri de Isparta Belediyesi.
Ispartalılar bugünlerde kent merkezinde valilik, bedesten, hamam, cami ve kebapçılar arasında kalan alanda belediyenin yürüttüğü çalışmaları merakla izliyor. Belediye, söz konusu bu alanda yeni bir kent meydanı, bu meydan ile de yeni bir kent kimliği ortaya çıkarmayı amaçlıyor. Bu amaçla yapılan saat kulesi, yeni kent kimliğinin lokomotifi haline gelmiş görünüyor. Ancak yürütülen çalışmaların Isparta kent kimliği ile ne denli uyumlu olduğuna dikkat etmek gerekiyor. Isparta’da yeni kentsel alanların düzenlenmesi kentin bugüne kadarki birikimi inkar edilmeden yürütülmeli. Bu sebeple Isparta’nın tarihi ve kültürel imgelerine ve yapılarına iyice bakılmalı. Aksi halde ülke gündeminde de kendine yer edinmeye başarabilen ender belediye başkanlarından olan Balaman’ın bir önsöz vasıtasıyla belirttiği gibi her gelen belediye eskinin izlerini silip kendi izini kazımak isteyecek, bu da kentlerde kalıcılığı ve değerliliği tartışmalı pek çok uyumsuz eseri barındıracak. 

Isparta’da yeni bir kent meydanı ortaya çıkarmak aslında birkaç dönemdir süren çalışmaların olgunlaşmış hali. Isparta’nın eski fotoğrafları kronolojik olarak incelendiğinde bu yeni alanın dönüşümünü görmek mümkün. Isparta, klasik bir Osmanlı kenti modelinde. Cami, medrese, külliye, bedesten, hamam gibi sosyal işlevleri olan yapılar kentin en merkezinde bulunuyor. Bugün modern hayat hızla akıp giderken ona olanca yaşlarının verdiği olgunlukla dışarıdan bakabilen bu yapıların kentin merkezinde yer almasının nedeni bu tarihi mirastan kaynaklanıyor. İdari binalar ile zanaat merkezleri bu tarihi yapıların etrafında kümelenmiş. Sadece valilik binası söz konusu bu alana sırtını dönmüş şekilde inşa edilmiş, bu haliyle valilik, bedesten ve hamam yerine tümen, milli eğitim, tekel binaları ile daha uzaktaki istasyona bakıyor. Valilik binasını döndürmek şimdilik mümkün değil tabii ancak valilik bu sorunu arka tarafa da bir çıkış açtırmakla gidermeye çalışmakta. 
 
 Isparta Deyince

Isparta için, Türkiye’de ve hatta dünyanın pek çok yerinde artık herkesin bildiği gibi, gül ve halı kentsel imgelerdir. Çünkü dünya gül pazarının ihtiyaç duyduğu üretimin yarıdan fazlasını tek başına Isparta karşılıyor. Her ne kadar yeni kuşaklar bunu unutmaya yüz tutmuşsa da halıcılık, Isparta’da önemli bir ekonomik girdi olmuş. Eskiler halen daha Isparta halılarının güzelliğinden ve değerliliğinden söz ederler. Bunların dışında Süleyman Demirel de Isparta için bir imge. Isparta denince insanlar ilk olarak ‘Demirel’in memleketi’ karşılığını vermeyi sürdürüyorlar.
Gül, halı ve Demirel artık Isparta’ya malolmuş, tamam. Kentin değişik köşelerinde bu imgeler zaten yaşatılıyor. Kent girişlerine ve ana caddelerde, pek çok yönden eleştirilere maruz kalsa da gül heykelleri ve ışıklandırmaları bulunmakta. Son zamanlarda Isparta’da bile laleye karşı alan kaybetse de gül fidanları halen dikilmeye devam etmekte. Gül ürünleri; Isparta’dan dışarıya gidenlerin satın aldığı başlıca hediyelik eşya olmayı sürdürmekte. Halıcılık ebat olarak küçülmüş ve amaç olarak değişmiş şekilde de olsa bulunmakta. Demirel heykeli, kentin merkezinde ve Demirel adı pek çok yerde karşımıza çıkmakta.

Nereden Çıktı Bu Saat Kulesi

Şimdi gelelim yeni kent meydanı inşaatı ve iddialı yeni kent imajı söylemine. Sorulması gereken pek çok soru var. İlk soru nereden çıktı bu saat kulesi? İzmir ve Antalya’da olduğu gibi Isparta’da da saat kulesi tarihsel bir miras mı? Bazı tarihi fotoğraflarda eski yapılara iliştirilmiş saatlere rastlanmak mümkün ama Isparta’ya malolmuş bir saat kulesi olduğu şüphe götürüyor. Bu açıdan saat kulesinin modern tasarıma sahip olacağı düşünülebilir ancak ortaya çıktığı kadarıyla kulenin tarihi imitasyon bir doku taşıyacağı belli oluyor. Peki o zaman bu saat kulesi hangi yapı model alınarak inşa ediliyor, bu yapı hangi tarihten kalma bir saat ve kule olacak? Isparta kentinin meydanında bulunmasından ve yeni bir buluşma noktası olmasından başka kule nasıl bir kültürel mirası ayakta tutuyor? Bunların ortaya konması gerekiyor. 
 
Diğer taraftan, bunu söylemek için erken olabilir ama proje maketine bakıldığında meydan düzenlemesinin inşa halindeki saat kulesi ve sözü geçen Isparta’nın tarihi yapılarıyla uyumsuz olduğu hissi uyanıyor. Bu meydanın tam ortasında yer alan dizayn ve meydanın etrafına dizilmiş sütunlar ne anlama geliyor? Meydanın etrafı Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi eserleri ile kaplı olduğundan ortasına da antik kalıntılar mı serpiştiriliyor? Yeni kent meydanının nasıl kullanılacağına dair bir ipucu yakalamak da şimdilik zor. Örneğin Isparta’nın tarihi kebapçıları bu alanının bir kısmını şimdi olduğu gibi kullanabilecekler mi? Bu alanın altında otopark olmasına rağmen valilik cephesine yerleştirilen otopark meydanı gereksiz yere küçültmüyor mu? Yeşillendirme çalışmaları nasıl ve ne türde yapılacak, yoksa yeşillendirme yerine meydan boş mu bırakılacak? Burası nasıl bir yaşam alanı olarak kullanılacak? Proje maketi ve inşaat alanına bakıldığında akılda dolaşan sorulardan bazıları bunlar. 

Belki yeni kent imajı denilmese bu çalışmaları izleyenler bu denli eleştirel yaklaşmayacaklar ancak kent imajı oldukça iddialı ve ciddi çalışma gerektiren bir çıkış ve arkasında bu sorulara yanıt verilmesini gerektiriyor. Aynı kentteki farklı projelerde kent kimliğine uyumluluk aramaktan çoktan vazgeçmiş kentliler için hiç olmazsa aynı proje içinde tutarlılık ve çevreye uyum beklemek adına belki katkı sağlar diyerek bu satırları yazıp soruları sıralamış bulunuyorum. Elbette ki, her şey daha iyi ve daha güzel bir Isparta için yapılıyor.