19 Nisan Pazar günü, Kıbrıs Türkleri seçim sandığına gidiyor. KKTC’de erken bir genel seçimi kaçınılmaz kılan nedenlerin başında, iktidar partilerinin en uygun koşullarda seçim yapma tercihinden çok, ekonomik krizin ağırlaşan koşulları olduğu bir gerçek. Seçimden kazançlı çıkan parti ya da partiler, iktidar koltuklarına oturup ekonomik krizin etkileriyle baş başa kalınca, siyasi tarihlerinin en ağır sorumluluğuyla karşılaşacaklarını bilmiyorlar.
Seçimler öncesinde anket savaşları ile yapılan manipülasyonlar, gazetelerin bazı partilere açık destek vermesi, gazete bürolarında ‘hükümet kurma denemeleri’ yapılması gibi sıra dışı gelişmeler yaşansa da halkın seçim havasına girmediği, siyasilerin de bu durumdan çok hoşnut olmadığı görülüyor.
Demokrasi tarihinde ilk kez, bir siyasi parti, başka bir siyasi parti ile televizyon ekranlarına çıkmama kararı aldı. Bunun ne derece demokratik olduğu tartışılır ve bu konuda birçok değişik yorum yapılabilir, ancak bu kararın ardında, ana muhalefet partisi UBP’nin genel başkanlarını televizyon ekranlarından uzak tutma tavrının rol oynadığını da ileri sürenler var.
Ülkenin en saygın gazeteleri, parti gazetelerine dönüşmüş durumda. Özellikle Kıbrıs gazetesi, UBP’nin parti gazetesinden daha hararetli biçimde UBP destekçiliği yapıyor. Bu durum, iktidar partisi CTP-BG ile Kıbrıs gazetesi arasında bir savaşa neden oldu ve sonunda Maliye Bakanlığı’nın gazetenin sahibi Asil Nadir’in ödenmemiş vergilerini gündeme getirmesine neden oldu. Sonuçta iki taraf anlaştı ancak anlaşmanın detayları konusunda halkın en ufak bir fikri bile bulunmuyor. Kıbrıs gazetesi, bazı yazarlarının işine son vererek siyasi bir taraf olduğunu gazete manşetleriyle ortaya koyarken, bu anlaşma sonrasında manşetlerde ciddi bir yumuşama görüldü.
İktidar ortakları CTP-BG ve yeni kurulan ve ilk kez seçime katılacak olan ÖRP, yeniden iktidarda kalmak için savaş verirken, muhalefet partileri UBP, DP ve solun küçük partisi TDP, iktidar ortakları arasında yer almak için mücadele ediyor. Diğer iki parti olan ve seçimlerde kendilerine şans tanınmayan BKP-Yasemin Hareketi ve His Parti de beklentilerin üstünde oy alarak sürpriz yapmaya çalışıyorlar.
Seçimden tek bir partinin hükümet kuracak çoğunlukta oy alarak çıkması beklenmiyor. Ancak, CTP-BG ve ÖRP hükümetinin ortaklarının birisinin yerini başka bir partinin alması ya da muhalefet partileri arasında yeni ortaklarla bir hükümet kurulması seçenekleri mevcut. Manipülatif siyasi gündem araştırmaları ile sonuçları değiştirmeye çalışan basın-yayın organları, seçim döneminde reklâmlardan karlı çıkmanın hesaplarını yapıyor.
Seçimin vatandaşlar arasında heyecan yaratmadığı, ancak basında kıran kırana bir savaş yaşandığı görülüyor. Devlet televizyonu BRT, seçimlerde siyasi partilerin katıldığı tarafsız tartışma programları yapmaya çalışırken, Genç TV ve ART de bazı programlarıyla tarafsızlığını korumaya çalışıyor. Bazı televizyon kanallarının ise açıktan belirli partilere destek vermeleri dikkat çekiyor.
Halkın derdi geçim, partiler ve basın organlarının derdi ise seçim. Medya kuruluşları, siyasi reklâmlardan ciddi kaynaklar elde ederken, siyasi rekabetin kızışmasını teşvik etmeye çalışıyorlar. Bir kaç bin satan gazeteler, tam sayfa ilanlarını 5-8 bin lira gibi yüksek rakamlara çıkarmış durumdalar. Bu durumda, seçimin kazananı medya kuruluşları olacak gibi görünüyor.
Seçimlerde hiçbir partinin tek başına iktidar olarak çıkması beklenmemekle birlikte, ilk iki sırayı eski Başbakan Eroğlu liderliğindeki Ulusal Birlik Partisi ve Başbakan Soyer liderliğindeki Cumhuriyetçi Türk Partisi arasındaki yarış belirleyecek. Koalisyonun kilit ortağı olmaya çalışacak partiler ise Dışişleri Bakanı Turgay Avcı liderliğindeki Özgürlük ve Reform Partisi, I. Cumhurbaşkanı Rauf. R. Denktaş’ın açık desteğine sahip Serdar Denktaş liderliğindeki Demokrat Parti olacak. Seçimde şans arayan diğer partiler ise eski köklü Toplumcu Kurtuluş partisi mirasını omuzlamaya çalışan Toplumcu Demokrasi Partisi, Kıbrıslılık fikri ile siyaset yapan BKP-Yasemin Hareketi ve eski müftü Ahmet Yönlüer liderliğindeki His Parti olacak.
Seçimler yaklaştıkça partiler arasındaki şiddetli tartışmalar da ateşleniyor. Özellikle UBP ve ÖRP arasındaki şiddetli muhalefet ile CTP’nin UBP’ye ilişkin söylemleri, seçim gündemini belirlemeye devam edecek gibi görünüyor.
Seçim gününü heyecanla bekliyoruz. Ne var ki, halkta seçim heyecanı göremediğimizi de belirtmemiz gerekiyor.