Özgür, güçlü, gururlu bir ülke olmanın yolu Atatürk’ün ‘projesinin’ sağlam bir relansmanından geçiyor. Bunu iktidarın yapmayacağı kesin. Ne yazık ki, ana muhalefet partisi, Ata’nın partisi de yapmıyor. Dünya tarihinin en büyük mucizelerinden birisi olan Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti, büyük bir aile şirketi gibi gerçek gücünü yitiriyor. Ülkemizin en büyük ve en değerli kişisel markası tartışmasız, Atatürk. Reklamcılık yaptığım yıllarda, bir toplantıda Hakkı Devrim, Atatürk’ün lider değil, bir dahi olduğunu söylemiş, tezini şöyle desteklemişti: “Liderler bir toplumu peşinden sürükleyebilir, ancak yalnızca bir dahi sahip olduğu projeyi yaşama geçirmeyi başarabilir.”
Atatürk’ün projesi modern Türkiye’ydi. Ayrıntılarıyla düşünülmüş, derin bir vizyonun eseri olan bir ‘lansmandı’ T.C.’nin doğuşu. O, tüm sembolleriyle, Ankara’sı, demiryolları, okulları, gençleri, kültür hamlesiyle, müthiş bir ‘kurumsal kimlik dönüşümü’ projesi gerçekleştirdi.
İlkeleriyle, bireye saygısıyla, gençliğe güveniyle bir imparatorluğun harap olan altyapısından yepyeni sağlam bir yapı inşa etmeyi başardı. Sonra malum. Ata’ya saldırma, onun yaptıklarını küçük görme atakları başladı. Ankara, tüm sembolleriyle silindi. Anıtkabir dev binaların arasında ufaldı. Yollar, kavşaklar, gökdelenlerle birlikte yeni dünyada eski değerler de yok olmaya başladı. Bugün, Ata’yı yalnızca orta yaş üstü bir grup yaşatıyor. Cumhuriyet çocukları ve onların torunları geçmişin mirasına sahip çıkıyor. Toplum genelinde Ata’yı sevmek, saymak adeta ayıp sayılıyor, demode görülüyor.
“UZAK BİR KAHRAMAN”
Gençler için Atatürk, kitaplarda yer alan uzak bir kahraman haline geldi. Onun kurduğu parti, sert tavırları, asık suratı, kadınları ve gençleri devre dışı bırakan bir yönetim anlayışıyla içine kapandı. Yıllardır, yalnızca politika yaptı, gerçek sorunları yerinde anlamayı başaramadı.
Gündemi belirlemedi, iktidarın yaptıklarına reaksiyon vermekten öte politikalar geliştiremedi. Sonuçta, kendisiyle birlikte Ankara’nın, Cumhuriyet mirasının ve en önemlisi Ata’nın müthiş projesinin erimesinin karşısında duramadı.
Mustafa Kemal’in naçiz bedeni toprak oldu. Kurduğu cumhuriyetin yeni sembolleri, para ve iktidar çerçevesinde yükseliyor. Okumayan, evrensel kültüre bir katkıda bulunmayan, teknolojiyi üretmekten çok tüketerek yaşayan, cumhuriyetin mirasını özelleştirmelerde tek tek satan bu yeni düzende eldeki avuçtaki bitince ne olacağını kimse bilmiyor. Suç oranı yüksek, eğitimsizlik büyük, sorunlar dağ gibi. CHP fildişi kulesinde, toplumdan uzak, kendi içinde toplantılar yapıp mecliste neler söyleyeceğine odaklanmış durumda.
Özgür, güçlü, gururlu bir ülke olmanın yolu Atatürk’ün ‘projesinin’ sağlam bir relansmanından geçiyor. Bunu iktidarın yapmayacağı kesin. Ne yazık ki, ana muhalefet partisi, Ata’nın partisi de yapmıyor. Dünya tarihinin en büyük mucizelerinden birisi olan Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti, büyük bir aile şirketi gibi gerçek gücünü yitiriyor.