Türkiye’nin çok partili sisteme geçtiği 1945’ten bugüne kadar tam 16 tane genel seçim yapılmıştır. Milletvekili seçimleri için en son 22 Temmuz 2007 tarihinde sandık başına giden Türk halkı, çok partili sistemin ilk seçimini de 21 Temmuz 1946 tarihinde yapmıştı.

Çok partili sistemin ilk seçimine Cumhuriyet Halk Partisi ile Demokrat Parti katıldı. Seçimlerden sadece 6 ay önce kurulan Demokrat Parti, 16 ilde seçimlere hiç katılamadı. Seçimlerden CHP büyük bir zaferle çıkarken, seçimlere hile karıştırıldığı iddiaları ortaya atıldı. Türkiye’nin çok partili sistemi geçişinden sonra yapılan ilk seçimi, tarihimize şaibeli bir seçim olarak geçti.

1946 seçimlerinde “liste usulü basit çoğunluk” sistemi uygulandı. Bu seçimlerde partilere değil, adaylara oy verildi. 1946 seçim sonuçlarına göre 465 milletvekilliğinden 397’sini CHP, 61’ini DP ve 7 tanesini de bağımsızlar kazandı.

1950 yılında yapılan çok partili sistemin ikinci seçimi Türkiye’de yeni bir dönemin de başlangıcı oldu. CHP iktidarı dönemi sona ererken,Demokrat Parti dönemi başladı. 1950 seçimlerine, seçimlere yargı denetimini getiren ve gizli oy, açık sayım ilkesini benimseyen yeni bir yasayla gidildi. Aday esaslı blok oy sisteminin uygulandığı 1950 seçimlerinde, seçmenler oylarını boş bir kağıda istediği adayların isimlerini yazarak kullanabildiği gibi basılı oy pusulalarındaki adaylar üzerinde de istediği değişikliği yapma hakkına sahipti. Seçmenler aynı anda birden çok partinin adayına oy verebiliyor, karma bir liste oluşturabiliyordu. Seçim sonucunda DP 416, CHP 69, bağımsızlar 1, Millet Partisi’de 1 miletvekili çıkarmıştı.

1954 seçimlerine Demokrat Parti, Cumhuriyet HalkPartisi, Cumhuriyetçi Millet Partisi ve Türkiye Köylü Partisi katıldı. 1950 yılındaki seçim sistemiyle gidilen seçimden de Demokrat Parti galip çıktı. DP, ülke genelinde yüzde 56.6 oy alarak 505 milletvekilliği kazanırken CHP yüzde 34.8 oyla 31 milletvekili çıkartabildi. CMP 5, bağımsızlar da 1 milletvekiline sahip oldular.

Türkiye 1957’de ilk erken genel seçim ile tanıştı.Türkiye daha sonra sıkça karşılaşacağı bu erken seçime, seçim yasasında yapılan yeni birtakım düzenlemelerle birlikte gitti. Yeni seçim yasasıyla, siyasal partilere teşkilatlandıkları bütün seçim bölgelerinde seçime katılmak ve seçilecek milletvekili sayısı kadar aday göstermek zorunluluğu getirildi. Buna uymayan siyasal partiler, ülke genelindeki bütün seçim çevrelerinde seçime katılma haklarını kaybetmiş sayılıyorlardı.Ayrıca bir siyasal partiye adaylık için başvuran kimseye, o partinin aday listesinde yer alamasa bile başka bir yerden aday olma yasağı getiriliyordu.1957’deki erken genel seçimde DP yüzde 47.3 oy aldı ve 424 milletvekilliği kazandı.CHP’de yüzde 40.6 oyla 178 milletvekili çıkarırken, seçimlere katılan HürriyetPartisi ile Cumhuriyetçi Millet Partisi de 4’er milletvekili kazandılar.

1957 yılındaki erken genel seçimlerin üzerinden üç yıl geçmişti ki, demokrasiyi kesintiye uğratan 27 Mayıs 1960 askeri müdahalesi yaşandı. On’ar yıl arayla iki kez daha, 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980’de yaşanacak olan askeri müdahaleler, Türkiye’nin demokratikleşmede geri kalmasının ana nedenlerini oluşturmaktadır.

27 Mayıs askeri müdahalesinden yaklaşık bir yıl sonra 26 Nisan 1961’de kurucu meclis, seçimlerin temel hükümlerini ve seçmen kütüklerini belirleyen bir kanunu kabul etti. Milletvekilliği seçimleri tek dereceli ve nispi temsil esasına dayalı olarak yapılacaktı. 450 milletvekili seçilecek ve her il bir seçim çevresi olarak düzenlenecekti. Üst Meclis görevi görecek Cumhuriyet Senatosu’nun üyeleri ise 150 kişiden oluşacak ve Senatör seçimlerinde çoğunluk sistemi uygulanacaktı.

9 Temmuz 1961’de yeni anayasa yürürlüğe girdi. Yeni anayasasına kavuşan Türkiye, şimdi de yeni bir seçim yapacaktı. Seçim zamanı olarak 15 Ekim 1961 tarihi saptandı. 1961 seçimlerine CumhuriyetHalk Partisi, AdaletPartisi, Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi ve Yeni Türkiye Partisi katıldı. Seçim sonucunda CHP yüzde 36.7 oy oranıyla 173, AP yüzde 34.8 oy oranıyla 158, CKMP yüzde 14 oy oranıyla 54 ve YTP de yüzde 13.7 oy oranıyla 65 milletvekilliği kazandı. Senato seçim sonuçları da şöyleydi: AP 71, CHP 36, YTP 27 ve CKMP de 16 senatör.

Türkiye 1965 seçimlerine “milli bakiye” usulü nispi temsil seçim sistemiyle girdi. Bu sistem tek bir oyun dahi boşa gitmesini önlüyor ve siyasal partilerin aldıkları oy oranları ile kazandıkları milletvekili oranlarının hemen hemen birbirine eşit olmasını sağlıyordu. 1965 seçimlerine 6 siyasal parti katıldı. AP yüzde 52.9 oy oranıyla 240 milletvekili çıkardı. CHP 134, MP 31, YTP 19, TİP 15, CKMP de 11 milletvekilliği kazandılar.

1969 seçimlerine gidilirken, Türkiye’de seçim sistemi değiştirildi. Adalet Partisi milli bakiye sistemini yürürlükten kaldırdı, yerine 1961’de uygulanan bölge barajlı d’Hondt sistemini getirdi. Anayasa Mahkemesi serbestlik ilkesini zedelediği gerekçesiyle baraj uygulamasını iptal edince seçimlere barajsız d’Hondt sistemiyle gidildi. Bu seçimlerden Adalet Partisi birinci çıktı. Oyların yüzde 46.5’ini alarak 256 milletvekiline sahip oldu. Bu seçimlerde de CHP 143, Cumhuriyetçi GüvenPartisi 15, MP 6, MHP 1, Türkiye BirlikPartisi 8, TİP 2, YTP 6, bağımsızlar da 13 milletvekilliği kazandılar.

1973 seçimlerinde de barajsız d’Hondt sistemi uygulandı. Bu seçimlerden bu kez CHP birinci parti olarak çıktı. Oyların yüzde 33.3’ünü alarak 185 milletvekili kazandı. AP 149,Demokratik Parti 45,Milli SelametPartisi 48, CGP 13, MHP 3, TBP 1, bağımsızlar da 6 milletvekilliği kazandılar.

1977 seçimlerine de barajsız d’Hondt sistemiyle gidildi. Bu seçimlere de sekiz parti katıldı, CHP yine birinci parti oldu. CHP 213, AP 189, MSP 24, MHP 16, CGP 3, DP 1 ve bağımsızlar da 4 milletvekilliği kazandılar.

1980 yılında yaşanan askeri müdahale,Türkiye’de demokratik yaşamı bir süreliğine aksattı. 12 Eylül rejimi, gerçek bir siyasal partiler çoğulculuğu yerine, iki partili bir sistem öngörüyordu. Biri merkez sağda, diğeri de merkez solda olacak bu iki partiyle “siyasal istikrarın” sağlanması amaçlanıyordu. 1983’de yapılan seçimlere sadece Milliyetçi Demokrasi Partisi,Halkçı Parti ve Anavatan Partisi’nin katılmasına izin verildi. 1983 seçimlerinde çifte barajlı nispi temsil yöntemi uygulandı. Birinci baraj ülke barajıydı, partilerin milletvekilliği kazanabilmesi için geçerli oyların en az yüzde 10’unu alması gerekiyordu. İkinci baraj ise seçim çevresi barajıydı. Seçim çevresinde kullanılan geçerli oyların toplamının milletvekili sayısına bölünmesiyle elde edilecek sayının üzerinde oy almayı gerektiren bu baraj, kimi yerlerde yüzde 50’ye kadar çıkıyordu. 1983 seçimlerinden ANAP zaferle çıktı, oyların yüzde 53’ünü aldı, 212 milletvekili çıkardı. HP 117, MDP’de 71 milletvekili çıkardı.

1987 seçimlerine gidilmeden önce anayasada milletvekilliği seçim yasasında önemli değişiklikler yapıldı. Milletvekili sayısı 400’den 450’ye çıkarıldı, seçim çevreleri yeniden düzenlendi, altıdan fazla milletvekili çıkartacak iller, birden fazla seçim çevresine bölündü. Ayrıca bu seçimlerde bir yenilik daha yapılarak kontenjan milletvekilliği uygulaması konuldu. Ülke genelindeki yüzde 10’luk baraj ile seçim çevresi barajı ise aynen korundu. 1987 seçimlerinde “tercihli oy” sistemi uygulandı. Seçimlerden sadece üç parti barajı aşarak meclise girmeyi başardı.ANAP 292, Sosyal Demokrat Halkçı Parti 99, Doğru Yol Partisi’de 59 milletvekilliği kazandı.

Türkiye 1991’de birkez daha erken seçime gitti. Bu seçimde ülke barajı korunurken, seçim çevreleri barajı yeniden düzenlendi. Bu seçimlere pekçok parti barajı aşabilmek için ittifak yaparak girdi. İttifaklar meyvasını verdi ve bu kez Meclis’e beş parti girdi. DYP birinci parti olarak 178 milletvekili kazanırken, ANAP 115, SHP 88,RefahPartisi 62 ve Demokratik Sol Parti de 7 milletvekilliği kazandı.

1995 seçimleri de zamanından bir yıl önce yapıldı ve yine seçime gidilirken seçim yasasında birtakım düzenlemeler yapıldı. Her siyasal iktidar seçimlere gitmeden önce kendisine avantaj sağlamak için seçim yasasıyla istediği gibi oynuyordu. 1995 seçimlerinden önce milletvekilliği sayısı 450’den 550’ye yükseltildi. Yapılan değişiklikle tercihli oy uygulaması kaldırıldı, 1987 ve 1991 seçimlerinde uygulanan kontenjan milletvekilliği yöntemine son verildi. Seçim çevrelerinin daraltılması uygulamasından da vazgeçildi. 1995 seçimlerinden birinci parti olarak RefahPartisi çıktı.Oyların yüzde 21.4’ünü alan RP 158 milletvekili kazandı. ANAP 132, DYP 135, DSP 76, CHP de 49 milletvekilliğine sahip oldular.

1999 yılında yapılan seçimlere 1995 yılında uygulanan seçim sistemi ile gidildi. DSP birinci parti olarak çıktığı seçimlerde 136 milletvekiline sahip oldu. MHP 129, Fazilet Partisi 111, ANAP 86, DYP de 85 milletvekilliği kazandı.

2002 yılında yapılan seçimler ise Türkiye için büyük bir sürpriz oldu. Yıllardır Türkiye’nin siyasal gündeminde ve ülke yönetiminde yer alan pekçok parti , bu seçimlerde çok düşük oylar alarak Meclis dışı kaldılar. 2002 seçimlerinden Adalet ve Kalkınma Partisi birinci olarak çıktı. 34.2 oranında oy alan AKP 363 milletvekili çıkardı. CHP ise 19.3 oy oranıyla Meclis’e giren ikinci parti oldu. Türkiye yıllardan sonra sadece iki partinin yer aldığı bir Meclis ile karşılaştı.

22 Temmuz 2007 tarihinde yapılan erken genel seçimlerden de AKP birinci parti olarak çıktı, yüzde 46.5 oy oranıyla Meclis’e 341 milletvekili soktu. CHP bu seçimlerde ikinci parti oldu, yüzde 20.7 oyla 112 milletvekili kazandı. Meclis’e girebilen bir diğer parti olan MHP’de yüzde 14.2 oyla 70 milletvekiline sahip oldu. Ayrıca bu seçimlerde bağımsız milletvekili olan kişilerin sayısındaki artış dikkat çekti. 26 kişi Meclis’e bağımsız milletvekili seçilerek girdi.

(Kaynak: Siyasal İletişim Stratejileri, Dr. Abdullah Özkan, TASAM Yayınları, 2007)