Yrd. Doç. Dr. Birol Ertan
Türk siyasetinde Zübük karakteri var olup olmadığını uzun süredir merak ediyorum. Aziz Nesin’in yazdığı bu unutulmaz sanat eseri, siyaset hayatımızın önemli bir tipini deşifre eden çok başarılı bir hicivdir.
Zübük, Türkiye’nin usta hiciv ustası ve değerli kalemlerinden birisi olan Aziz Nesin’in unutulmaz eserlerinden birisidir. Kitapta “Zübükzade İbrahim” isimli bir uyanık, katip olarak başladığı iş yaşamında halktan aldığı rüşvetler ile zengin olmuş, daha sonra da halkı kandırma sanatını çok başarılı biçimde uygulayarak yaşadığı beldeye Belediye Başkanı seçilmiştir. Belediye Başkanlığı yaptığı dönemde de her türlü yöntemi kullanarak kişisel çıkarları uğruna halkı sömürtmeyi, kandırmayı ve birbirine düşürmeyi başarmıştır. Belediye Başkanı olarak hiçbir başarılı icraat yapmamasına ve halka hizmet etmemesine karşın muhalif partinin etkin isimlerinden birisinin kızını kandırarak evlenmek vaadiyle milletvekili seçilmeyi de başarmıştır. Sonuçta, Zübükzade İbrahim, Ankara’nın yolunu tutmuştur.
Ankara’da da güvenilmez kişiliğiyle siyasette iki yüzlülüğünü, yalancılığını ve ilkesizliğini sürdüren Zübükzade, muhalif parti ile anlaşarak Bakanlık koltuğu uğruna partisini satmıştır.
Bu güzel romanda, Zübükzade’nin oyunları ile halkı nasıl kandırdığı, nasıl din sömürüsü yaptığı ve kişisel çıkarları için oynadığı siyaset oyunları, alaylı biçimde kaleme alınmıştır.
Kartal Tibet’in yönettiği, Kemal Sunal ve Nevra Serezli’nin başrollerini paylaştığı bir filme de konu olan roman, siyasette ahlaksızlık, yalan ve rüşvetin nasıl başarılı olabildiğini anlatan bir komedi filmi olarak ekranlarımıza yansımıştır.
Özellikle azgelişmiş ülkelerde eğitimsiz ve ekonomik gelişkinlik düzeyi düşük toplumlarda Zübükzade’ler siyasetin başrol oyuncularıdır. Bu ülkelerde halk, siyasetin her noktasında Zübük’ler ile karşı karşıyadır. Dünyanın her ülkesinde İbrahim Zübükzade’ye yakın siyaset yapanlar vardır. Ancak, azgelişmiş ülkelerde ve kurumsallaşmamış yarı demokrasilerde Zübükzade’lerin siyaseti eline geçirmiş olduğunda da kuşku yoktur.
Siyaseti yalnızca makam ve mevki elde etmek olarak görenler, ülkeleri ve halkı için değil de kendi çıkarları için siyaset yapanlar az değildir. Bu tür siyasetçilerden bizim ülkemizde de olmadığı söylenebilir mi?
Bu yazımda, Zübük’lerin siyaset yapma biçimleri üzerinde bir şeyler söylemek istiyorum. Zübük siyaseti, nihai amacı kişisel makam ve mevki elde etmek olan Makyavelist bir siyaset yapma biçimidir. Zübük siyasetinde amaca ulaşmak için her araç meşrudur.
Zübük’ler, başarıya ulaşmak için yalan söylemekten, insanları birbirine düşürmekten, rüşvet almaktan ve ülkelerine zarar vermekten kaçınmazlar. Onlar için başarı, mevki ve makam elde etmek, bunları korumak ve kişisel çıkarlarına uygun hareket etmektir.
Zübük’ler, siyasette adam kazanmayı değil, adam harcamayı ilke edinirler. Kişisel çıkarları için ve hiçbir ülke menfaatini dikkate almaksızın her adımı atabilirler. Çevreleri yalakalar ve dalkavuklar ile örülü olduğu için güvenebilecekler kimse de bulamazlar. Bu nedenle, Zübüklük yapmak dışında alternatifleri yoktur.
Zübük’ler için tehlike, çevrelerinde kendilerine rakip olabilecek kimselerdir. Bu nedenle, çevrelerinde yetenekli, bilgili ve parlak simalar istemezler. Siyaseti bir portakal sıkma makinesi olarak görürler. Portakal değil, sıkma makinesi oldukları için ne kadar çok portakal sıkarlarsa, o kadar başarılı olduklarını sanırlar. Doğal olarak da portakallar, yakınlarındaki ve kendilerine güvenen zavallılar olacaktır.
Siyasette ne kadar Zübükzade var ise, siyasette o kadar kirlenme var demektir. Dürüst ve başarılı siyasi partilerin amacı, siyasetteki Zübük’leri temizlemek olmalıdır. Türk siyasetindeki Zübükzade siyasetçileri belirlemeye ve siyaset sahnesinden temizlemeye ne dersiniz ?