Obama’nın karizmatik kişiliği ve başkanlık yarışında yürüttüğü seçim kampanyası, üst düzey yöneticilere önemli liderlik dersleri vermenin yanı sıra pazarlama stratejileri ile nasıl başarılı olunacağının emarelerini de içermektedir. 20. yüzyıl liderlik anlayışında, lider çevresinden saygı bekler, hiyerarşik ilişkilere önem verir, çalışanlarını bir kaynak olarak görür, yerel bir kafa yapısı ile ve “büyük bir lider” olarak çalışır. Harvard Business School profesörü Bill George’un “ben odaklı” olarak nitelendirdiği bu liderlik biçimi paraya, güce ve şöhrete odaklanır. Bununla birlikte günümüzde bu liderlik anlayışının pek çok büyük markayı piyasadan sildiği de gün gibi ortadadır. Küresel ekonominin yeni rekabetçi yapısı, örgütün yönünün tek bir bireyin bakış açısı ile belirlenmesini engellemiştir. Buna rağmen Bush’un ve McCain’in liderlik vasıfları tam da bu anlayışla örtüşür.

Biz odaklı bir liderlik

Barack Obama’nın liderlik stili ise “biz odaklı” bir felsefeye dayanmaktadır. Obama’nın seçim kampanyasında tabana yayılmış bir hareket söz konusudur. Obama’nın tüm çalışma ekibi tek bir amaç etrafında toplanmıştır ki, o amaç da Obama’yı başkan olarak seçebilmektir. Obama, ekibi içerisinde yalnızca bir karar verici olarak görülmemekte, aynı zamanda vizyon sahibi ulusal bir lider imajı çizmektedir. Harry S. Truman’ın popülerleştirdiği basmakalıp “iş bende biter” (the buck stops here) bakış açısı Obama’nın yaklaşımıyla ters düşmektedir. Obama geçmişte pek çok başkanın yaptığı gibi vizyonunu ortaya koymuş, fakat bunu evlerinde oturan her bir Amerikalının içselleştirebileceği şekilde anlatmıştır. Obama’nın kişisel karizması, dinleme ve halka konuşma becerileri, daima pozitif ve sakin tavırları ile saygı uyandıran yaşam tarzı oy verenlerin ilgisini çekmiştir. Obama ve ekibi de bu ilgiyi somut bir desteğe çevirmiştir. Pek çok Amerikan vatandaşı gönüllü olarak zaman ve parasını bu kampanyaya yatırmıştır. Obama halkın beklentilerine yanıt veren değişim sloganını, özellikle internet yoluyla (ki bu aşamada web siteleri, bloglar ve hatta kullanıcının ürettiği içerikler bile kullanılmış ve Obama daha önce hiçbir politikacının kullanmadığı ölçüde internetten faydalanmıştır) tüm vatandaşlara ulaştırmayı hedeflemiştir. Milyonlarca Amerikalı e-postalarında Obama’dan kişisel mesajlarla karşılaşmışlar ve görünüşe göre onunla kişisel bir bağ kurmuşlardır. Obama misyonunu oluşturmuş, hedef kitlesini ve bu kitlenin değerlerini iyi analiz etmiştir. Amerika’nın belki de en çok ihtiyaç duyduğu liderlik tarzını ahlaki ve etik liderliği benimsemiştir. Rakiplerinden (hem Clinton hem de McCain) daha akıllıca hareket etmiş, her ikisine de saygı göstermiş, her nekadar ateşli bir konuşmacı olsa da onlarla kamuoyu önünde kavgadan kaçınmış ve Müslüman olduğu, teröristlerle beraber takıldığı yakıştırmaları karşısında da serinkanlılığını korumuştur. McCain’in yaptığı hataya düşmemiş etrafında spekülasyon yaratacak sürpriz isimlere yer vermemiştir.

Obama’nın karşılaşacağı güçlükler

Bununla birlikte Obama’nın yüzleşmek zorunda olduğu önemli güçlükler bulunmaktadır. Bunlardan en önemlisi elbette ekonomik krizdir. Chief Executive dergisinin 751 üst düzey yönetici (CEO) üzerinde yürüttüğü çalışmada yöneticilerin %74’ünün Obama’nın başkanlığının sonuçlarından endişe duyduğu bulunmuştur. Yöneticilerin yalnızca %19’u McCain politikaları için endişelenmektedir. Yöneticiler özellikle Obama’nın öngördüğü vergi politikaları ile finans ve mali politikalarından kaygı duymaktadırlar. Dolayısıyla Obama’nın hangi politika ve yaklaşımın iş sektörü için en iyi olacağını iyi tartması gerekmektedir. Bundan sonra atacağı adımlar onu başarılı bir başkan adayından etkili bir dünya liderine taşımak zorundadır. Obama’nın karşısında yalnızca Amerikalı seçmenler değil, tüm dünya ve hatta Amerikan karşıtı gruplar da yer almaktadır. Dünya sahnesinde ekili olabilmek için işbirliğine dayalı ilişkiler geliştirmesi gerekmektedir. Obama’nın önümüzdeki süreçte uygulayacağı politikalar, onu diğerlerinden ayıracak kişisel başkanlık tavrını ortaya koyacak ve umarım herkesi kucaklayan liderlik tarzı pek çok başarılı yönetici için örnek olmaya devam edecektir.

Özgür Uğurluoğlu: Hacettepe Üniversitesi Araştırma Görevlisi
(
http://www.radikal.com.tr)