TASAM’ın sivil inisiyatif olarak Cumhurbaşkanlığı himayelerinde yürüttüğü Türkiye’nin Stratejik Vizyonu 2023 Projesi’nden hemen sonra Medvedev’in himayesinde çalışmalarına başlanılan Rusya’nın 2020 Projeksiyonu tamamlandı. Türkiye’nin Stratejik Vizyonu 2023 Projesi taslak vizyon belgesi Ocak 2009’da yayımlandı.(www.tsv2023.org) Nihai belge ise 81 ilde icrası devam eden toplantıların bitmesini müteakip bütün illerin katılımı ve önerileri ile zenginleşmiş olarak Aralık 2009’da yayımlanacak.
Rusya’nın 2020 yılına kadar güvenlik, sağlık, eğitim, siyasi, ekonomi ve diğer konularda geliştireceği stratejiyi kapsayan 112 maddelik ’Ulusal Güvenlik Belgesi’ni Devlet Başkanı Dmitri Medvedev onayladı. Rusya 2020 yılında ekonomik olarak kalkınmış, sosyal alanda gelişmiş, iç ve dış güvenliğin sağlandığı, toprak bütünlüğünün korunduğu ve vatandaşların her türlü haklarının koruma altına alındığı bir Rusya öngörüyor.
ÖZGÜRLÜKLERİN ÖNÜ AÇILACAK
Stratejik belgede ulusal güvenlik açısından devlet ve halkın korunması, Rusya’nın sürekli gelişiminin temini, ulusal güvenliğin güçlendirilmesi, Rusya’nın geleneksel değerlerinin canlandırılması, vatandaşların özgürlüğü açısından gerekli çalışmaların yapılmasına öncelik verilmesi isteniyor. Rus toplumunun çok etnikli bir yapıda olduğu vurgulanan belgede, aile değerlerine saygı ve vatan sevgisinin öne çıkarılması isteniyor.
Uluslararası toplumun yeni tehdit ve meydan okumalar karşısında daha kırılgan olmaya başladığı kaydedilen belgede, “Yeni ekonomik ve politik merkezlerin oluşumu yeni jeopolitik durumların oluşmasına neden oluyor. Bölgesel sorunların güç kullanmadan çözümüne doğru bir yöneliş var. Küresel ve bölgesel yapının, özellikle de Euro-Atlantik bölgesinin NATO merkezli yapılanması uluslararası güvenlik açısından tehdit oluşturuyor.” ifadeleri yer aldı.
KENDİ KAYNAKLARINI KULLANACAK
Blok çatışmasından çok boyutlu diplomasi açılımına doğru gidiş için Rusya’nın kendi kaynaklarını kullanması ve pragmatik politikalar geliştirmesinin dünya bazında etkisini artıracağı kaydedilen belgede, Rusya’nın ekonomik alanda önümüzdeki yıllarda dünyanın önde gelen beş ülke arasına girmesi isteniyor.
Uluslararası politikada enerji kaynaklarına sahip olmaya odaklanılması istenen stratejik belgede, “Orta Doğu, Barents denizi kıta sahanlığı ve Arktik bölgesi, Hazar denizi ve Orta Asya buna dahil. Irak, Afganistan, Ortadoğu sorunu, Güney Asya’da bir kısım ülkeler, Afrika ve Kuzey Kore’de mevcut yapı orta dönemde uluslararası durumu etkilemeye devam edecek. Hammadde kaynaklarının elde tutulması mücadelesinde yeni bölgesel ve devletler arası çatışmaların çıkması ihtimal dahilinde.” bilgisi yer aldı.
KRİZLERE HAZIRLIKLI OLUNACAK
Rusya’nın sınırlarında askeri dengenin bozulması ve kaynakların paylaşımında çatışmaların oluşması durumunda, askeri çözümlerin kullanılma ihtimalinin dışarıda tutulmaması önerildi. Stratejik belgede nükleer silahlara sahip olacak ülkelerin sayılarının artacağına da dikkat çekildi. Belgede özellikle ABD’nin Avrupa’da kurmaya çalıştığı füze savunma sisteminin küresel ve bölgesel istikrarın bozulmasına neden olacağı uyarısı yapıldı. Mali ve ekonomik krizin verdiği zararın savaşların verdiği olumsuz etki gibi görülmesi tavsiye edildi.
Rusya’nın Birleşmiş Milletler ve Güvenlik Konseyi dışında G8, G20, RIC (Rusya, Çin ve Hindistan’ın dahil olduğu grup), BRIC (Rusya, Çin, Brezilya ve Hindistan’ın dahil olduğu grup) ve benzer uluslararası yapılarla etkin çalışma içinde bulunması önerildi. Bağımsız Devletler Topluluğu, Eurosec ve Kollektif Güvenlik Anlaşması Örgütü gibi yapıların geliştirilmesine öncelik verilmesi istendi. Avrupa Birliği ile de ekonomi, eğitim, bilim ve kültür alanında bağların geliştirilmesi istenen belgede ortak güvenlik için Avrupa-Atlantik güvenlik anlaşması önerisine vurgu yapıldı.
NATO ’nun Rusya’nın sınırlarına doğru askeri alanda ilerlemesinin kabul edilemez olduğu belirtilen stratejik belgede, “Rusya NATO ile eşit şartlarda ilişkileri geliştirmeye hazır. Bu uluslararası hukuka uygun ve tüm Avrupa-Atlantik bölgesinin güvenliğini içine alacak şekilde olmalıdır.” denildi.
Ekonomik alanda ulusal güvenliğin temininde temel riskin hammadde ihracat modelli yapının olduğu belirtilerek, diğer problemlerde şu şekilde sıralandı; “Rekabetin yeterince yüksek olmaması, ulusal finans sistemindeki istikrarsızlık, yasal olmayan göçler ve rüşvet ekonomik gelişmenin önündeki engeller olarak duruyor.” Bunların çözümü için eğitim, bilim ve teknoloji önerilen belgede, sağlıklı bir finans yapısının oluşturulmasının zorunluluğuna dikkat çekildi.