Türkiye’de mevcut siyasi tartışmalar dikkate alındığında, Türkiye için hayati önem taşıyan demokratik, rasyonel ve kurumsallaşmış dış politika yapım sürecinin kısa sürede hayata geçirilmesi mümkün görünmemektedir. Zaten teorik olarak bürokratik kurumlar, otomatik olarak her türlü değişime direnç göstermektedir. Çünkü gerek kurumsal kültürlerinin ve gerekse bürokratların kişisel düşünce paradigmalarının etkisiyle, kurumlarının güç kaybetmesini önleme ve sahip oldukları görev tanımlarını kaybetme endişesiyle hareket eden bürokratlar, her türlü değişime direnç göstermektedirler. Bu statükocu tutum nedeniyle, bürokratik reform süreçleri daima engellenmektedir veya en azından yavaşlatılmaktadır.

Fakat teorik alandaki bürokratik kurumların yaklaşımlarına ilave olarak, aslında Türkiye’de yaşanan diğer çok önemli sorun ise, zihniyet meselesidir. Türkiye’de maalesef halen daha “iç sorunlar” yaşanmaktadır. Kendi kimlik, devlet felsefesi, siyasi kültür ve düşünce yapısı gibi konularda tam bir bütünlüğü sağlayamamış olan Türkiye, kurumlararası işbirliği ve uyumlu dış politika planlama süreci gibi olması gereken süreçleri yaşayamamaktadır. ABD ve Avrupa Birliği üyeleri gibi gelişmiş ülkelerdeki süreçler incelendiğinde, aktörler arasında yukarıda saydığımız konularda bu kadar derin görüş ayrılıkları bulunmamaktadır. Bu farklılıklar ise, Türkiye’nin bir çok sorununu çözmesine engel olurken, aksine mevcut sorunları kronik hale getirmektedir. Fakat temel değerlerde uzlaşma sağlamış olan ve çok farklı kültürel yapıyı kendi bünyesinde eritmeyi son zamanlara kadar başarmış olan ABD bile, dış politikasında sürekliliği ve rasyonelliği yakalamıştır.

Herşeye rağmen, Türk karar vericileri ve elitleri, mutlaka bir ortak noktada uzlaşmak ve yukarıda ifade ettiğimiz “zihniyet sorunlarına” kalıcı çözüm bulmak zorundadır. Bu sorunlara çözüm bulan ve dış politika planlama kabiliyetlerini artırmak için kurumları yeniden yapılandıran Türkiye, uluslararası ilişkilerinde daha gerçekçi verilere dayanan dış politika güderken, kendi ulusal, orta ve uzun vadeli çıkarlarını koruma ve hayata geçirme konusunda daha sağlam adımlar atmış olacaktır. 

Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ertan EFEGİL’in analizinin tamamını okumak için lütfen aşağıdaki başlığın üzerine tıklayınız:

TÜRKİYE İÇİN YENİ BİR DIŞ POLİTİKA KARAR VERME MODELİ ÖNERİSİ